Foça ya da Phokaia, antik İyon Birliği'nin en büyük şehir devletiydi. Ünlü tarihçi Heredot'un betimlemesi ile " .... dünyanın en güzel gökyüzünün altında ...." yer alır.
İzmir'e 65, Bergama'ya 85, Efes'e 144 Km. uzaklıktadır.
Nostaljik havasını günümüze dek koruyabilmiş bu sevimli kıyı kasabasının antik çağlardaki ismi Phokaia idi. Şüphesiz ki bu isim benimsenirken, bölgede çok miktarda rastlanan Fok balıklarından ilham alınmıştı. Soyları tükenmek üzere olan Akdeniz Fokları, günümüzde de civardaki ıssız adalardaki mağaralarda az da olsa görülmekte ve yaşamlarını koruma altında sürdürmektedir.
Yüzyılların izlerini taşıyan Foça, modern bir şehirde bulunması gereken tüm olanaklara sahip olmakla birlikte mitolojinin, arkeolojinin ve bozulmamış doğanın özgün bir harmanını da bünyesinde bulundurur. İşte bu yüzden Foça, Fok Balığını kendine sembol edinmiştir.
Foça'da, denizden gelen serin esintiler sayesinde ılıman bir Akdeniz iklimi hüküm sürer. Bu iklim şartları, tüm yıl boyunca su sporları yapılabilmesi için ideal bir ortam oluşturur.Yaz aylarında ortalama hava sıcaklığı 30 C, deniz suyu sıcaklığı ise 24 C 'dir.
Foça'nın balıkçıları bir yandan gün batımını seyrederken bir yandan da, o gün ağlarına takılan kısmetleri konusunda derin bir sohbete dalmışlar. Foça lokantalarının ızgaralarından cızırdama seslerinin ve karşı konulmaz kokuların yükselme zamanı gelmiştir artık. Foça'nın taze deniz ürünlerinin, sızma zeytinyağının, enginarının, kuşkonmazının, yaban otlarının tadına varma zamanı ...
Mistik Siren Kayalıkları'na veya Akdeniz Fokları'nı barındıran ıssız adalara doğru yelken açmadan, Pers asılzadesinin mozolesini, sevimli camileri, limandaki kaleyi ziyaret etmeden, inanılmaz çeşitlilikte malların, uygun fiatlı yerel tekstil ürünlerinin ve sebze meyve bolluğunun sergilendiği salı pazarında gezinmeden, sabahları balık müzayedesinin yapıldığı mekanda, insanların arasındaki tatlı çekişmelere ve pazarlıklara şahit olmadan Foça'dan ayrılırsanız, burayı pek de görmüş sayılmazsınız.